Sakarya-Antalya-Hisarçandır-Kemer ve Burdur Salda Gölü Kamplı Bisitlet Turumuz 28-29 Nisan 2018 -
Sakarya-Antalya-Hisarçandır-Kemer ve Burdur Salda Gölü Kamplı Bisitlet Turumuz 28-29 Nisan 2018
Sakarya-Antalya-Hisarçandır-Kemer ve Burdur Salda Gölü Kamplı Bisitlet Turumuz 28-29 Nisan 2018
28-29 Nisan 2018'in güzel bir hafta sonunda; önceden planladığımız
“Sakarya'dan Antalya'ya araçla giderek bisiklet rotalarında çok zor
olarak tasnif edilen Antalya-Hisarçandır-Kemer rotasını tamamlamaktı.”
27 Nisan 2018 Cuma günü akşamı saat 19.00'da Ben, Mehmet abi, Sezgin
hocam ve Engin ile birlikte, 2 bisikleti aracın arka taşıyıcı aparatına,
diğer 2 bisikleti de aracın üst kısmındaki taşıma kitine koyarak 585
km. mesafede yer alan Antalya'ya gece yolculuğu gerçekleştirdik.
Saatler gecenin 02.30'unu gösterdiğinde Antalya'ya kazasız belasız bir
şekilde vardık. Uygun bir çamlık arazi bularak yanımızda getirdiğimiz
çadırları bu alana kurduk ve geceyi burada geçirdik.
Alarmı 08.00'e kurduk ve sabahın ilk ışıklarında uyandık, toplasanız 5
saat kadar bir uyku uyuduk. Hazırlandık, toplandık ve yola koyulduk,
uygun bir pastanede güzelce kahvaltı yaptık. Rota çok yokuşlu ve zor
olduğundan muz ve diğer gıda takviyelerinden çantamıza koyarak yanımıza
aldık.
Parkurun ilerleyen bölümlerinde yanımıza aldığımız bu gıda
takviyelerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha öğrenmiş olduk.
Kahvaltı yapmamız ve parkur başlangıcına gitmemiz saat 10.00'u buldu.
Artık beklenen an geldi. Antalya-Hisarçandır-Kemer rotasına hazırız.
İnternetten yaptığımız araştırmalar neticesinde; parkurun zorluk
derecesinin (çok zor) olduğu, 106 km uzunluğa sahip olduğu, yol durumu
tırtıklı asfalt olduğu, 35 km. sinin yokuş ve 1400 rakım yüksekliğine
sahip olduğu yazıyordu.
Hisarçandır Mahallesi yol ayrımından başlayarak tırmanışa geçtik.
Hepimizde yol bisikleti vardı, internette yol bisikletine uygun yazdığı
için biz de yol bisikletlerimizle gelmiştik. Buradan yoruma geçmeden
önce şunu belirtmek isterim. Bu parkur için yol bisikletiniz karbon,
lastikleriniz de 25mm. değilse yol bisikletini kesinlikle tavsiye
etmiyorum. Tur bisikleti ve dağ bisikleti için çok uygun bir parkur.
Yolculuk boyunca titreşimden haşat olduk desek yeridir. Hele bazı
yerlerde yollar o kadar kötüydü ki, nasıl lastik patlamadı biz bile çok
şaşırdık. Hava durumu mükemmeldi, yukarılara tırmandıkça hava daha da
serinlemeye başlamıştı, Antalya merkezde sıcaklık 35 derece iken biz 16
derecelerde pöfür pöfür pedal çeviriyorduk.
Fotoğraflarda da göreceksiniz, soluk almadan hep yokuş çıktık. 35 km.
yokuş çıkmak hele ki böyle bir parkurda hiç kolay değil. Kondisyonunuz
yok ise sakın denemeyin derim. Yollar oldukça virajlı ve tehlikeli, araç
ise ortalama 10 dakikada 1 tane geçiyor. Yolun belirli noktalarında
çeşme, bakkal ve kafe gibi imkanlar var ama siz yine de tedbiri elden
bırakmayın.
Bir çok defa mola verdik. Manzaralar ise mükemmeldi. Bazı yol kenarında
kayalar vardı ve taş düşme ihtimalleri çok yüksekti. Belediye'ye
tavsiyem; yol kenarındaki kayalıklara tel örgü çekmeleridir. Bir insanın
veya aracın üzerine taş düşme ihtimali çok yüksek. Bir kaza yaşanmadan
önlem alınmalı.
Yüksek zirvelerde karlar vardı ve net bir şekilde görünüyordu. Parkur
yeşillikler içerisinde bol oksijenli orman dokusuna sahipti. İdman
yapmak için mükemmel bir parkur. Üçoluk zirvesinden Kemer'e doğru dönüş
yapıyoruz. Artık yokuşlar bitti derken bir uzun yokuş daha karşımıza
çıkıyor. Burada bir noktaya değinmek istiyorum.
Üçoluk-Kemer yol ayrımında 5 km.lik bir tırmanma var ve yolu dolgu
asfalt, yani felaket gibi bir şey. Bisikletinizin frenlerini mutlaka
kontrol edin ve tedbiri elden bırakmayın, köpek yok denecek kadar azdı.
Üçoluk'tan Kemer'e 10 km. kala yeni asfalt yol ile karşılaşıyorsunuz.
Bütün parkur boyunca en zevkli yol burasıydı diyebilirim.
Bir daha bu parkuru yaparsak eğer, kesinlikle Antalya-Kemer üzerinden
yapmak isterdim. Hem tırmanması daha az hem de yolun yarısı yeni asfalt,
bunların dışında manzaraları da daha iyi, ne diyelim sağlık olsun.
İnişten sonra bir yerde yemek ve ihtiyaç molası verdik. Bu molanın
dışında durma yapmayarak başlangıç noktasına geldik. Geceyi Antalya'da
değil de farklı bir yerde geçirelim istedik. Ne yapalım ne edelim derken
ortak karar alarak Burdur'a bağlı Salda Gölü’ne gidelim ve geceyi
burada geçirelim dedik.
Salda Gölü Türkiye'nin Maldivleri olarak tabir edilen, en derin krater
gölüdür. Hemen hemen ihtiyaç duyabileceğiniz bütün imkanlar mevcut. Kamp
alanı var (ücretsiz), duş-wc var (ücretsiz). Göle girilebiliyor ve suyu
birazcık soğuk ama havanın da sıcaklığı ile hemen alışıyorsunuz.
Kumunun özelliği ise 50 derece sıcaklık bile olsa ısınmaması, bu
özelliğinden dolayı da rahatlıkla yürüyüş yapabiliyorsunuz. Gölün etrafı
tamamen kuru asfalt kaplı ve tam dönüş yapabiliyorsunuz. Zorluk
derecesi 10 üzerinden 3 diyebilirim. Kolay ve oldukça keyifli bir
parkur. Vakit bulursanız bir ters bir düz tur atın. Yolun 10 km. lik
kısmı sıfır asfalt ve mükemmel. Manzaralara diyecek söz dahi
bulamıyorum.
Kamp alanına çadırlarımızı kurarak geceyi burada geçiriyoruz. Kamp yeri
ve halk plajı (ücretsiz). Gece sabaha karşı hava biraz soğuk oluyor.
Gölün bulunduğu konum itibariyle rakım seviyesi yüksek olduğundan
tedbirli gitmenizde fayda var. Belediye tesisi mevcut. Büfe, kafe ve
gözleme yapan bir çok yer var. Kesinlikle aç kalmazsınız.
Bu güzel alanda 7-8 saat uyuyarak güzel bir gece geçiriyoruz. Saatin
alarmını 07.00’ye kurarak uyanıyoruz ve toparlanıyoruz. Bisikletlerimize
binerek gölün muhteşem görkemi eşliğinde turlamaya başlıyoruz. Burası
için Türkiye’nin Maldivleri diyorlar ve bunu sonuna kadar hak ettiğini
düşünüyorum.
Yalnız bir konuya değinmek istiyorum, bilinçli insan çok ama bilinçli
olmayanlar da var. Bu nedenle bazı noktalarda çöpler ve poşetler vardı.
Bu doğa harikası yeri nasıl bulmak istiyorsak öyle bırakmalıyız. Kamp
alanı ve sahil plajı oldukça kalabalıktı, kampçıların ve turcuların
sayısı her geçen gün artıyordu. Nâmını duyan buraya akın etmiş. Bölge
köyler ise büyük şehirlere göç vermiş, sessiz ve sakin bir yaşam
sürüyorlardı. Bu küçük yerleşim yerlerinde bakkal gibi imkanlar mevcut.
Fiyatlar ise çok uygun.
Gölün etrafının tamamı 35 km. uzunluğa sahip, 10 km. Ana yol haricinde
hiç araç yok desem yeridir. Ailenizce ve sevdiklerinizce unutulmaz
anılar yaşamak ve buralarda pedal çevirmek istiyorsanız. Hiç vakit
kaybetmemenizi öneririm.
Bizlerde bu güzellikleri yerinde yaşamak için doyumsuz manzaralar
eşliğinde gölün etrafında bir güzel turluyoruz. Unutmadan gölün
çevresinde kaynak suları, ayrıca piknik ve mesire alanı da var, üstelik
sesiz ve sakin.
Turumuzu 2 saatte tamamlayarak 10.00 gibi kamp alanına varıyoruz.
Yanımızda getirdiğimiz yedek kıyafetlerimizi de alarak bu eşsiz doğal
güzelliğe sahip gölün serin sularına kendimizi bırakarak o anı yerinde
yaşıyoruz. Kısaca özetleyecek olursak eğer tek kelimeyle mükemmeldi.
Gölün ilk 30 mt. si yavaş yavaş derinleşiyor, diğer bölümleri ise birden
30-40 mt. birden derinleşiyordu.
Suyun kaldırma kuvveti çok düşük olduğundan iyi yüzme bilmeyenlerin
uzaklara açılmamasını öneriyorum. Göl suyunun içebildiğini söylediler
ama ben bunu test etmedim. Yüzmek için suya girdiğimde en ufak bir koku
veya farklı bir şey hissetmedim. İçilebilir diye düşünüyorum.
Artık vakit geç olmadan hazırlanıyoruz ve Sakarya’ya doğru yola
koyularak turumuzu kazasız belasız bir şekilde tamamlıyoruz. Emeği
geçenlere ve katılımcılara çok teşekkür ediyorum.
Antalya-Hisarçandır-Üçoluk-Kemer-Antalya Rotası Harita Linki: http://bit.ly/2w4vezv
Burdur Salda Gölü Harita Linki : On The Go Map
Daha nice turlarda birlikte olmak dileğiyle