Sakarya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Bağırganlı, Sardala, Seyrek ve Sarısu Koyları Turu 20 Mayıs 2017

20 Mayıs 2017'nin güzel bir Cumartesi sabahında ortalama 130 km.lik bol yokuşlu ama bir o kadar da keyifli Bağırganlı, Sardala, Seyrek, Palamar ve Sarısu Koyları tek başıma turladım. Gönül isterdi ki birkaç kişi daha olsun ama parkur gerçekten hatırı sayılır derecede oldukça zordu.

Sabahın 08.00'inde Camili, Salmanlı, Sarıgazi, Kandıra üzerinden önce Bağırganlı, ardından da Sardala Koyu, Seyrek, Palamar ve Sarısu Koylarını takip ederek turumu tamamladım. Tüm tur boyunca yürüyerek el değmemiş baki kalmış yerleri de keşif yaptım.

Yolculuğum sabah olduğundan sakin ve serindi, arayıp da bulamayacağım kadar güzel bir hava vardı. Mola vermeden Kandıra'ya kadar ortalama 25 km. hız ile vardım. Çantamda ufak tefek abur cuburlar olduğundan yemek yemedim. Su ve soda alarak yola devam ettim.

Bol bol yokuş çıkarak nihayetinde Bağırganlı'nın muhteşem koylarına geldim. Gözüm gönlüm açıldı, kendimi cennette zannettim. Böyle bir günde buralarının nasıl boş kaldığını görünce çok şaşırdım bir yandan da çok sevindim. Anladığım kadarıyla pek bilinmeyen yerler. Birde Bağırganlı'dan önceki ilk koy'a çeşme yapmışlar, artık çadır kurulabilir demek oluyor. tuvalet ise olmadığından açık havada ihtiyacınızı gidereceksiniz.

Burada biraz vakit geçirdikten sonra Bağırganlı'nın diğer güzelliklerini ve sahilini görmek için gezmelere devam ediyorum. Görülecek en güzel yerleri görüp sahile gittim, sahilde sadece 3 kişinin yüzdüğünü görünce de çok şaşırdım. Sanırım havalardan dolayı sezon açılmamış. Ramazandan sonra insanların buralara geleceğini düşünüyorum. Geçen senelerde yolları eski ve kötüydü, şimdi ise süper yollar yapmışlar ve yapmaya devam ediyorlar. Denize girip yüzmek istedim ama başka sefer diyerekten başka zamana bıraktım.

Bağırganlı'da ki tüm güzellikleri gördükten sonra biraz da gıda takviyesi alarak ilk defa gideceğim Sardala Koyuna doğru yola koyuldum. Unutmadan tüm yol boyunca bir sürü su kaynağı olduğundan hiç su sıkıntısı çekmedim.

Geldiğim yoldan geri dönerek Seyrek istikametine doğru sola dönüş yaptım. Yaklaşık 1 km kadar ilerledikten sonra tabela işareti yok, asfalt yoldan tekrar sola dönerek birazda yokuş çıkarak bir tatil köyüne geldim. Sanırım yanlış geldim diyerekten orada çalışanlara sordum burada Sardala Koyu varmış biliyormusunuz diye, bilmediklerini söylediler, bende tatil köyünün içerisine girdim ve her yerini gezim. girişte güvenlikte yoktu.

Tatil köyünü talan ettim ama bir çıkış bulamadım. Dedim yapacak bir şey yok geri döneceğim, tam çıkmak üzereydim bir adam gördüm selam verdim, dedim buralarda Sardala Koyu varmış biliyormusunuz diye, adamda hiç duymadım internetten bakalım dedi, ben telefonda internet kullanmadığım için bazen böyle yanlış yollara girebiliyorum. İnternetten baktığımızda koy'un tatil köyünün arka kısımlarında kaldığını gördük. Adam buradan oralara yol yok, bisikletle bile gidemezsin, yürüyerek gitmen gerekiyor. Buradan da iniş yok dedi, ama yukarıda yol ayrımı var, keskin viraj orman patika yolu var, buradan Sardala Koyuna inebilirsin dedi, biz buraları yürüyerek geziyoruz ama adını şimdi öğrendim dedi.

Tekrar geri dönerek yol ayrımına geldim. Hemen sola doğru toprak bir yol geldi, daracık yolda çoğu yeride patika ve orman içiydi, tabi ki burada bisiklet gitmiyor, elime aldım aşağıya kadar 500 mt. yürüdüm. Yürürken dedim buralar ne kadar ıssız ve ürkütücü, böyle adı duyulmuş Koy'a böyle bir yol olamaz dedim, öyle böyle derken aşağıya kadar indim.

İner inmez bir çadır gördüm. Çadırda kalanlar yüzüyorlardı, sonra bisikleti bir yere bırakarak etrafı gezmeye başladım. Unutmadan doğru yere gelmişim, indim bu yol Sardala Koyu imiş. Kalp şeklinde ve farklı şekillerde deniz havuzları vardı ve hepsi muhteşemlerdi, ben dedim burası böyle ise görünmeyen yerler daha da güzeldir diyerek yürüyerek keşif turuna çıktım.

Sağ tarafa doğru patikaları takip ederek, kayalardan atlayarak ıssız yerlere geldim. gördüğüm manzaralar karşısında adeta büyülendim. Bu manzaraları fotoğraflarla anlatmak mümkün değil, o an orada olup o anları yaşamanız gerekiyor. Burada 1 saat kadar vakit geçirdim. Daha sonra geldiğim yolsan Seyrek' e kadar devam ettim. Yol boyunca iki defa güneş kremi sürdüm ve çok işe yaradı. Kesinlikle yaz aylarında güneş kremsiz yollara çıkmayın.

Seyrek'e vardığımda yine güzel bir sahil ve o sahilde akan temiz birde dere ayrıca yıllara meydan okuyan çınar ağaçlarının gölgelerinde oturma yerleri ve piknik alanları vardı. Bunların yanı sıra bura gözlemlediğim kadarıyla balıkçılıkta yapılıyor, kayıklar, sallar ve iskelelerde burada vardı. Buradan öteye araç yolu yok. Tekrar geri dönerek uzun yoldan dolanarak Sarısu, Kefken veya Kandıra yoluna doğru gidebilirsiniz.

Bende bisiklet olduğundan böyle bir zorlukla karşılaşmadım. Bisikleti elime alarak 200 mt. ilerde yer alan demir köprüden karşıya geçtim ve ana yola bağlandım. Buraya yakın bir de Palamir Koyu vardı, buraya kadar gelmişken görmemek olmaz diyerekten hemen oraya da gittim gördüm. Koy'dan sonra Seyrek Sahilinde yer alan ağaçların gölgesinde giderek oturdum ve gıda takviyesi alarak Sarısu'ya doğru yola koyuldum.

Buradaki aslfat yol betonarme ama aynı asfalt kalitesinde düzdü, ayrıca burası yaklaşık 8 km. civarında tamamen ormanlık olduğundan koruma altında ve avlanmak yasaktı. Tabelalar da ceylan fotoğraflarını gördüm. Yol muhteşem di ve Sarısu'ya kadar mis gibi çam kokusu alarak devam ettim. Sadece bir tane araç geçti. Oldukça sakindi. Nihayetinde Sarısu'ya varıyorum.

Gördüğüm manzara karşısında büyülenmemek mümkün değil. Böyle bir yer olmaz olamaz dedim. Kimseciklerde yok. Dere, kum, deniz herşey mükemmeldi. Buraya ilk fırsatta kamp kurmak için geleceğim. Bayıldım resmen. Unutmadan Sardala Koyu hariç diğer yerlerde bakkal, cafe, su, tuvalet gibi bir çok imkanlar mevcut. Telefonlarda çekiyor.

Artık dönüş yoluna geçiyorum. Yine tabela yok. sahil boyu devam edersem Kefken'e kadar gidiyormuş, düz sağdan yukarıya doğru devam edersem Kandıra'ya gidiyormuş. Bende yolu kısaltmak için Kandıra yolunu seçtim. Tam Kandıra yoluna gireceğim yol kapalı uyarısı aldım. Kendi kendime dedim ben bisikletliyim. Tarladan bağdan bahçeden atlar yine geçerim diyerek yola devam ettim. 5 km. kadar süper yollardan ıssız orman dokusu içinde devam ettim.

Yolun yarısında bir baktım ki yol çalışması var, aldım elime bisikleti 200 mt. kadar elimde taşıyarak karşıya geçtim. Sonra bir 5 km kadar yolu asfalt yapmak için düzlemişler ve yolda topraktı, bende düzgün olan yerlerde bisiklete bindim düzgün olmayan yerler de ise elime aldım yola devam ettim. Daha sonra süper asfalt yola bağlandım ve Kandıra'ya vardım. Burada karnımı doyurdum.

Daha sonra rüzgarı da arakama alarak hızlı bir şekilde evin yolunu tuttum. Kazasız belasız bir tur gerçekleştirmiş oldum. Toplamda 134 km yol kat ettim. 10 TL. de para harcadım. Anlatacaklarım kelimelere sığmayacağından burada tamamlıyorum. Bir daha ki turlarda görüşmek dileğiyle



Bağırganlı Sarısu Koyları  (1).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (10).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (11).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (12).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (13).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (14).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (15).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (16).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (17).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (18).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (19).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (2).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (20).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (21).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (22).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (3).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (4).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (5).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (6).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (7).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (8).jpg
Bağırganlı Sarısu Koyları  (9).jpg