Sakarya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Mecidiye Şelalesi 19 Mart 2017



19 Mart 2017'nin Havası kapalı, günü rüzgarlı, öğleden sonraları ise yağışlı bir pazar gününde; kendine güvenen ve kendinden emin korkusuz cengaverler ile birlikte 30 km. mesafede Karapürçek İlçesi, Mecidiye Mahallesi sınırları içerisinde yer alan görülecek yerler listesinde de bulunan Mecidiye Şelalesine doğru yola koyulduk.

Yolculuğumuz hafif tempoda ve keyifliydi. Rüzgarda dengesiz şekilde genelde gidiş yönünde önden esiyordu. Çaybaşı-Karapürçek yolunu takip ederek yolumuza devam ettik. Yeniköy Mahallesinde genelde uğradığımız bir kahvehanede çay molası verdik. Molanın ardından mola vermeden yolumuza devam ettik. Karapürçek'ten Mecidiye arasında cicili bicili yokuşlar vardı. Hava kapalı birazda soğuk sayılırdı ama yokuş çıktığımız için hepimiz aile hamamı gibi terlemiştik.

Öyle böyle derken şelale yol ayrımına geliyoruz. 800 mt. kadar toprak yol var ama sürerek gitmemiz imkansız. 1-2 gün öncesinde yağmur ve kar yağdığından yolda yürümek bile zordu. Bir değişiklik yapalım alt yoldan dereyi takip ederek patikadan gidelim dedik. Daha önceden bu yolu hiç kullanmamıştık. İşin özü keşif yaparak şelaleye ulaşmaya çalışacaktık.

Bisikletlerimizi güvenli bir alana kitleyerek yolumuza dere boyu patikaları takip ederek fındıklıkların içerisinden ilerleme devam ediyoruz. Bazı noktalarda dereden karşıdan karşıya geçmek zorunda kaldık. Bazı arkadaşların ayakları da ıslandı bazılar ise suyu hiç aldırış etmeden dereden yüzer gibi yürüyerek geçti. Patika öyle böyle bir patika değil arkadaşlar, sürekli yokuş çıkıyorsunuz. Biraz ilerledik bayağı da tırmandık ki ne görelim yol bitti))))

Haydaaa hep Recep'in yüzünden, bunun ipiyle kuyuya inilir mi)))) sonradan adımız işkenceciye çıkıyor. Yol bittiyse suç benim mi yani))) geldiğimiz yeri geri dönerek karşı tepedeki patikadan gitmeye karar veriyoruz. Biraz ilerledikten sonra patika dereye iniyor. Bir kısmına yukardan devam ediyordu. İsmail'e dedik dere yolu bak bakalım gidiyor mu diye, İsmail'de bayağı bir gittikten sonra yol var gelin dedi.

Bizde İsmail'e uyduk ama oda Recep gibi çıktı, İsmail'in ipiyle kuyuya inilir mi, yol yine bitti)))) Normalde bitmedi ama dağcılık malzemesi gerektiğinden mecburen geri dönerek diğer tırmanma etaplı yoldan devam etmek zorunda kaldık. Buraya girmemiz de bir yönden iyi oldu, 2-3 mt. lik birde şelale keşfetmiş olduk. Öyle böyle birbirimiz le gırgır geçerek mecburen yola devam ettik. Bol çıkışlı patikadan devam ettik. Sonrasında dere ikiye ayrıldı.

Sola ayrılan dereden değil de sağdaki dereden yolumuza devam ederek çok şükür şelaleye ulaşıyoruz. Diğer derenin devamında bir şelale daha olduğunu öğreniyoruz. Buraya da ayrıca başka bir zaman tekrardan gidip keşfedeceğiz inşallah. Şelaleye vardığımızda yine bizi muhteşem bir manzara karşıladı. Su seviyesi yine çok iyiydi. Suyu temiz ve içilebilir durumdaydı.

Bu şelalenin boyu tahminen 17-18 mt. civarında, video ve fotoğraflarda küçük görünüyor ama çıplak gözle yüksek olduğunu yanındayken anlıyorsunuz. Şelalenin üst kısmına çıkılıyor ama üst kısımlar biraz tehlikeli, ayrıca üst kısımda 2 ayrı, bir tanesi 3-4 mt. bir tanesi de 2 katlı 4'er metrelik iki ayrı şelale daha bulunuyor.
Mehmet abimiz bu sudan içilir mi diyor, bizde içilebiliyor abi içebilirsin diyoruz. O da doyasıya kana kana sudan içiyor. Eve sağ salim geldiyse eğer demek ki zehirlenmemiş demektir)))))) Bir ara aramızda gizli dağcılar varmış, İsmail, Recep ve Mehmet abi, bir baktık ki birileri kenardan şelalenin tepesine doğru tırmanıyor.

Bu kişiler gerçekten ya üşütük ya da deli yahu)))) para verseler böyle delilikler yapılmaz. Ortam ve muhabbet o kadar neşeli ve güzel ki birde şelalenin güzelliği olunca doyumsuz oluyor. Burada 1 saatten fazla kalıyoruz. Buraya gelmek isteyenler için biraz bilgi verelim. Yanınızda çanta bulundurun ve içerisinde gıda, su vb. ihtiyaçlarınızı getirin. Telefon ve internet burada çekiyor. En yakın köy ve bakkal 2 km mesafede, en yakın ilçe 7 km mesafede, en yakın çeşme 1 km mesafededir. Ulaşım son 800 mt. ye kadar asfalttır.

Hava durumda saat 15.00'dan sonra yağış göründüğünden hemen dönüş yoluna geçiyoruz. Dönerken geldiğimiz patikadan değil de toprak yoldan gidiyoruz. İyi ki bisikletlerle bu mevsimde buradan gitmemişiz. Gitseydik eğer çamurdan bisikletlerimiz ve kendimiz de mahvolacaktık. Dönerken birkaç defa fındıklık bahçesine girerek çamurlanmamak için yola devam ettik.

Şelaleye gelirken önden esen rüzgarı arkamıza da alarak adeta uçuyoruz uçuruluyoruz. Parkur da yokuşlu olduğundan inişimiz muhteşem oluyor. Sanki 7 km. lik Karapürçek yolunu 5 dakikada iniyoruz. Burada merkez parkta yer alan Murat arkadaşımızın lokantasına giderek karnımızı doyuruyoruz. Yemek yerken havada kara bulutları da görüyoruz. Birkaç damlada bizim olduğumuz yere de yağmaya başladı. Dönüşte ıslanacağız dedik. Yemeğin ardından dönüşe geçiyoruz. Yine iniş ve rüzgar arkadan esiyor.

Yine uçuyoruz ve uçuruluyoruz. Ne olduğunu anlamdan bir bakmışız ki Çaybaşı yol ayrımına gelmişiz. Buraya kadar gelirken havada ince ince yağıyordu. Yol ıslaktı ama hissedilir derece de yağış yoktu. İsmail'le buradan ayrılarak geriye kalan yolu da 4 kişi tamamlayarak kazasız belasız güzel anılarla dolu unutulmaz bir tur daha gerçekleştiriyoruz. Emeği geçenlere teşekkürler. Bu günün kahramanları; Yavuz AKOVA, Deniz AHİ, Mehmet KOLCU, Recep Eşref ÇINAR ve İsmail KARSLI'dır. Bir daha ki turlarda görüşmek dileğiyle.


Mecidiye Şelalesi (6).jpg
Mecidiye Şelalesi (5).jpg
Mecidiye Şelalesi (2).jpg
Mecidiye Şelalesi (1).jpg


Mecidiye Şelalesi (10).jpg
Mecidiye Şelalesi (3).jpg
Mecidiye Şelalesi (8).jpg

Mecidiye Şelalesi (11).jpg

Mecidiye Şelalesi (4).jpg
Mecidiye Şelalesi (7).jpg

Mecidiye Şelalesi (9).jpg