Sakarya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Kartepe Turu 15 Ocak 2017

15 Ocak 2017 İlk turlarından birisini gerçekleştirelim istedik ve Adapazarı’na yaklaşık olarak 50 km. mesafede 1600 mt. Yükseklikte yer alan İzmit Kartepe İlçesine bağlı Kartepe’nin zirvesinde yer alan kayak merkezine doğru gidelim istedik. Buluşma noktamız olan Kentpark’ta 5 gönüllü ile toplandık.

Toplanmasına toplandık ama hazırlıksız gelen vardı aramızda, Kartepe’ye çıkıyoruz ve bizim Buğra yol bisikleti ile gelmiş. Yaz aylarında bile Kartepe’ye çıkmak zor iken bu havada bu zor şartlarda Kartepe’ye çıkmak akıl işi değildi, sadece sorun bu olsa gene iyi kıyafet konusunda da eksiklikler var.

Buğraya diyorum bende bir tane fazlalık mtb var ama çok kirli sana vereyim onunla gel yol bisikleti ile gelemezsin. Hemen bizim eve gidiyoruz buğranın yol bisikletini evin deposuna koyarak mtb bisikletini alıyoruz ve yola koyuluyoruz. Bizim buğra gençlik ateşi ile kıyafet konusunda da biraz hazırlıksız gelmiş, hemen yedek kıyafet eldiven de alarak yola koyuluyoruz.

Yolu koyuluyoruz koyulmasına ama bizim İsmail evde demir döver gibi bisikletinin zincirini döverek yanımıza kadar gelmiş, gelmesine gelmiş ama o dövmüş olduğu zincir sıkıntı çıkartarak yerinden çıkıyor. Her zamanki gibi kimsede zincir sökme aparatı yok. Saat 9.00’da yola düşecektik ama aksilikler daha başlangıçta peşimizi bırakmadı. Ormanpark’ın orada oradaki nalburdan İsmail pense, çivi ve çekiç alıyor.

Bu malzemeler ile zinciri tamir ediyoruz ve yola devam ediyoruz. Bu arada saatte 10.00 oluyor. Hava bir durur bir damlar bir yağar gibiydi, tur boyunca bir çok defa geri dönmeyi düşünmedik dersek yalan olur. Sapanca Uzunkum yol ayrımına gelince İsmail’in yine zinciri koparak yerinden çıkıyor. Görüntü o ki bu zincir hep sorun çıkartacak, en iyi çözüm zincirin bir baklasını sökerek yola devam etmek.

Tamamen ilken yöntemlerle çivi, çekiç ve bense gibi malzemeler ile bu işinde üstesinden gelerek bisikleti yürür hale sokuyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Maşukiye’ye doğru ilerledikçe havada iyi bozmaya ve yağmaya başladı. Anlayacağınız bizi iyi şeyler beklemiyor. Hatta bir ara espiri olsun diye biz en iyisi göl turu yapalım diyoruz. Maşukeye’nin merkezine varıyoruz buradaki pazardan muz gibi temel ihtiyaçlarımızı alıyoruz. Yine merkezde yer alan Osmanlı Pide salonundan ekmek arası köfte yaptırıyoruz.

Yarım büyük ekmek 7.5 TL. Tam 15 TL. ve köftesi muhteşemdi. Yolunuz düşerse kesinlikle tavsiye edebiliriz. Buradan alışveriş yapmamızın nedeni yukarıya çıktıkça fiyatlarda 2-3 katına çıkıyor. Yani 7.5 TL. ye aldığınız köfte zirvede 20 TL. ye kadar çıkıyor. Her zaman hazırlıklı gitmekte fayda var. 
Malzemelerimizi aldık ve yola koyularak km. saatlerimizi sıfırladık. Tam tamına 18 km. hiç düz bir yolu olmayan ve sürekli tırmanacağımız yolun başına gelerek çıkmadan önce bir fotoğraf çekiliyoruz.
Fotoğrafın ardından 18 km. boyunca aralıksız tırmanmaya başlıyoruz. İlk 4 km. si yol ve hava güzeldi daha sonra yaklaşık olarak 10 km. boyunca görüş mesafesinin 20-30 mt. ye düştüğü kendimizi zor gördüğümüz yokuşlarda tırmanmaya başlıyoruz.

Yaklaşık olarak 6 km. çıktıktan sonra yemek ve ihtiyaç molası veriyoruz. Yola çıkmadan öncede pazardan aldığımız muzları ve çikolataları yiyoruz. Böyle bir yokuşa başlamadan önce takviye şart. Yemek molasının ardından yine yola koyuluyoruz. Bir yandan sis bir yandan yağmur, bir yandan kar ve rüzgarla boğuşuyoruz. Yokuş çıkıyoruz rüzgar önden esiyor bu nasıl iştir diyoruz resmen.

Hafta sonu münasebeti dolayısıyla Kartepe’ye çıkan araçların sayısını bilmiyorum ama 2-3 saat boyunca tahmini olarak en az 3000 araç geçmiştir. Yol durumu güzeldi ama araç durumu felaketti. Bize el sallayanlar korna basanlar bağıranlar çağıranlarla doluydu. 10 km. ye vardığımızda ikinci molamızı vererek kalan gıdaları da burada tüketelim diyerek sağ tarafta bir kuytuda duruyoruz.

Malum yaban hayatı dağların zirvesindeyiz köftenin kokusu alan dev gibi bir kurt köpeği geliyor yanımıza, görünce adeta şok olduk. Neyse ki evcilmiş te bizi teyet geçerek yolun aşağısına doğru ilerleyerek uzaklaştı. Siz siz olun böyle şartlarda bir tesisin yanında mola vererek yemeğinizi yiyin. Nereden ne çıkacağı belli olmaz.

Kat kat giyindik kuşandık ama yine de hava soğuk ve bizde sürekli yokuş tırmanıyoruz.
Bazı yerlerde hava iyice bozuyor, zaten önümüzü göremiyoruz bir yağmur yağıyor bir kar yağıyor. Yolu yarılamışız geri dönüş yok diyerek yolumuza devam ediyoruz. Unutmadan bir parkura çıkarken oranın mesafesini biliyorsanız pisikolojik olarak daha rahat davranıyorsunuz. Yola çıkmadan önce tırmanmanın 18 km. olduğunu bilerek saatleri sıfırlamıştık. Buda bize ne kadar yolumuzun kaldığını gösteriyordu. Eğer ki böyle yapmasaydık sürekli tırmanmakta sürekli yokuş çıkmaktan ne zaman bitecek bu yol diyerek adeta isyan edecektik.

Yol boyunca ilerlerken 3-4 araç durarak bize daha ne kadar daha gideceğiz zirveye diyerek sorular sordular, 10 km. var dediğimizde ise geri dönenler oldu. Yol kenarındaki tesislerde oturanlar bu delilere bak diyerekten kimisi ise de biz bu havada araçla zor çıkıyoruz size helal olsun diyerek bize destek verdiler. 14 km. ye geldiğimizde sis ortadan kalkıyor görüş mesafesi 200 mt. ye kadar çıkıyordu bir yandan da kar yağıyordu. Karların boyu yer yer değişiklik göstererek 2 ila 5 metre arasında devasa boyutlara varıyordu.

Yol boyunca bir çok yeni tesis ve konaklama yerleri yapılmış, eskiden 1-2 tesisten başka hiçbir şey olmayan Kartepe yolu şimdilerde ise turizm amaçlı olduğundan bir yapı göze batıyor. Zirveye 3 km. kala sol tarafta mini bir kayak merkezi oluşturulmuş ve burası karınca gibi kalabalıktı. Kayanlar yuvarlananlar kartopu oynayanlar ile doluydu. Bizlerde bu anı yaşamak istedik ama çok fazla buralarda duramıyoruz. Her durduğumuzda vücut ısımız düşüyor ve üşümeye başlıyoruz.

Çok fazla oyalanmadan yola devam ediyoruz. Bu nedenle yol boyunca durup fotoğrafta çekemedik. Yokuşları çıkarken aynı sorun tekrar benim başıma gelerek ayakkabımın altındaki kal vidası çıkarak yolda düşüyor. Arıyoruz maalesef bulamıyoruz. İlk etapta çok uyuz olduk ama daha önceden tecrübe ettiğimiz için çantamda bir tane yedek getirmiştim. Hemen onu orada takarak hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam ettik.

Böyle yokuşlu ve soğuk parkurlarda kesinlikle hazırlıklı ve tedbirli yola çıkın, ne zaman ne olacağı hiç belli olmuyor. Tabi birazda deneyim ve idmanlı olmanızda da ayrıca fayda var. Nihayetinde Kartepe’nin zirvesine varıyoruz. Tesis kısmına normalde giriş ücretli araçlardan hep ücret alıyorlardı belki de bizlerden de alacaklardı ama baktılar bunlar böyle bir havada buraya kadar gelmişler biz en iyisi bunlardan ücret almayalım dediler))) Bizde hiç sormadık ücretlimi diye ve içeriye ücret ödemeden içeriye girdik.

Zirve aşağıları gibi de değil resmen buz gibi, bizi bir üşüme bir titreme sarıyor. Isınacak yer ateş soba arıyoruz. Bir oyana bir buyana derken üstümüz başımız ıslak ve çamur içinde bir kafeye giriyoruz. İşletme sahibi bize gelin sobanın başında ısının diyor bizim içinde sobanın içerisine bol bol odun atarak bizi ısıtıyor. Bizlerde hem kendimizi hemde eşyalarımızı ısıtıyoruz.

Böyle bir yere geldik doğal olarak bir çay içelim istedik. 1 bardan çak çok değil sudan ucuz tam tamına 5 TL. bardakları ise biraz büyüktü, biz çaydan ziyade çay parası değil de ısınma parası olarak değerlendiriyoruz ve 1 bardak çay içiyoruz. İşin özü 1 bardak çaya 1 saat ısınıyoruz))) Oralarda bol bol gezip fotoğraf çekmek istedik ama durulmuyor ki dışarıda, vakitte çok geçmeden dönüş yoluna geçelim diyoruz.

Bir hışımla kafeden çıkarak dönüş yoluna geçiyoruz. Yol durumu ıslak bazı yerler karlı ve kaygan, gelen gidin araç trafiğini de hesaba katarak daha temkinli iniş yapalım diyoruz ama bizim amacımız bir an önce aşağıya inmek diyerekten ortalama böyle zorlu şartlarda 40-50 km. hızlarla jet gibi nişler gerçekleştiriyoruz. Ne kadar hız o kadar çamur demek. Ne gözlük fayda ediyor ne de kıyafetler her yerimiz çamur ve su oluyor. Gözlerimin içi resmen çamur deryası gibi oluyor.

Özellikle 10 km. sis içerisinde 20 tm. Görüş mesafesinde bir iniş gerçekleştiriyoruz ama böyle bir iniş yok hızlarımız 50-60 km. arası adeta siste uçuşa geçiyoruz. Ne kadar araç varsa hepsinin yanından şimşek gibi geçiyoruz. Araçlardakiler de bize şaşırıyorlar biz zor iniyoruz adamlar uçuyor diye. Yaklaşık olarak 12 km. kadar bir iniş gerçekleştirdikten sonra bir tesisin önünde bulunan varilde yanan ateşin başında kendimizi buluyoruz. Kemiklerimize kadar ısınıyoruz.

Siz siz olun böyle inişlerde kesinlikle bir ateşin başında ısınmayın, ilk etapta ısınmış gibi oluyorsunuz ama yolu koyulunca sıcaktan buzluğa girmiş gibi oluyorsunuz ve müthiş derecede titreme başlıyor. Vücudunuzun havayı dengelemesi 4-5 dakikayı buluyor. Tüm iniş boyunca 2 defa durduk. Durduğumuz noktalarda balatalardan resmen alev misali dumanlar çıkıyor. Böyle sürekli dik inişlerde ara sıra durarak balataları soğutmak gerekiyor.

Nihayetinde yaklaşık 25-30 dakikada zirveden aşağıya kadar iniyoruz. Aşağıya indiğimizde bizi yağmur karşılıyor. Adapazarı’na ise 30 km. civarında bir yol kaldı. Havada iyice kararmaya başladığından daha hızlı bir tempo ile hareket ederek eve doğru yola koyulduk. Bütün yol boyunca içimize kadar ıslandık, hiç kuru yerimiz yoktu bu nedenle de üşüyorduk.

Hızlı tempo yaparak vücut ısımızı korumaya çalıştık.
Serdivan köprüsüne geldiğimizde vedalaşma vaktimiz geliyor İsmail ve Kadir sağ taraftan Aras, Buğra ve Ben ise düz 32 Evler tarafından yola koyuluyoruz. 32 Evlerin tam merkezine geldiğimizde Buğraya diyorum senin arka teker patlamış, duruyor bir bakıyoruz gerçekten patlamış hiç fark etmedim diyordu demek ki yeni patlamış, belki diken batmıştır diyerekten pompa ile şişirmeye çalışıyoruz ama maalesef şişmiyor. Bu soğukta eve 3 km. mesafe kalmışken ve de üşürken bu patlak işi hiç iyi olmuyor.

Allah'tan yedek iç lastik varda çok oyalanmadan soğukta otobüs durağında yağmur altına lastiği değiştirip şişirip evin yolu çok şükür kazasız belasız tamamlıyoruz diyebilirim.
Kendi adıma eve vardığımda kendimi banyoda sıcak suyun altında buluyorum. 10 dakika kadar suyun altında kalıyorum. Turlardan sonra banyonun altında suda çok durman iyi değil, bu nedenle hemen çıkıyorum üstüme kalın eşyalar giyiyorum ama resmen evin içinde titriyorum. Öyle açım ki ne var ne yok silip süpürüyorum.

Yemekten sonra yine üşüme geliyor ve üşümeye başlıyorum. Yemekten 15 dakika sonra dayanamayarak tekrardan duşa giriyorum iyice ısınıyorum ve resmen kendime geliyorum.

Diğer arkadaşların durumunu bilmiyorum ama genelde böyle olduğunu düşünüyorum. Öyle yada böyle bir şekilde bu mevsimde bu şartlarda zoru başardığımızı, büyük bir cesaret gösterdiğimizi ve unutulmaz anılar yaşadığımızı söyleyebilirim. Emeği geçen ve katılımcılara ayrı ayrı teşekkürlerimizi borç biliyoruz. Bir daha ki turlarda görüşmek dileğiyle..

Günün Özeti:

Toplam Mesafe 50+50=100 km.
Ortalama Maliyet 10-15 TL. Arası
Max: Yükseklik 1600 Mt.
Min: Yükseklik 31 Mt.
Tahmini Bisiklet Sürme Zamanı Gidiş: 4 Saat Dönüş: 2 Saat Toplam: 6




Kartepe Turu (1).jpg
Kartepe Turu (2).jpg
Kartepe Turu (3).jpg
Kartepe Turu (10).jpg
Kartepe Turu (11).jpg
Kartepe Turu (12).jpg
Kartepe Turu (4).jpg
Kartepe Turu (5).jpg
Kartepe Turu (6).jpg
Kartepe Turu (7).jpg
Kartepe Turu (8).jpg
Kartepe Turu (9).jpg
Kartepe Turu (13).jpg
Kartepe Turu (14).jpg
Kartepe Turu (15).jpg
Kartepe Turu (19).jpg
Kartepe Turu (16).jpg
Kartepe Turu (17).jpg
Kartepe Turu (18).jpg
Kartepe Turu (20).jpg
Kartepe Turu (21).jpg
Kartepe Turu (22).jpg